Çankaya Üniversitesi, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü kapsamında online konferans düzenledi. 25 Kasım 2020 tarihinde düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü Üniversitemiz Hukuk Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Eser Us üstlendi. Konferansta, Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı Avukat Aylin Yılmaz Çatal, ‘Kadına Şiddetle Mücadelede Hukuki Yöntemler ve Uygulamalar’, Atılım Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Gülçin Akbaş Uslu ‘Namus Kavramı ve Psikolojik Yansımaları’ sunumu yaptı.
“Pandemiyle birlikte kadına yönelik şiddet arttı”
Moderatör Dr. Öğr. Üyesi Eser Us, etkinliği düzenleyen Çankaya Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Topluluğunun akademik danışmanlığını yürüttüğünü ifade ederek, etkinlikle ilgili kadına yönelik fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik şiddete dikkat çekmeyi amaçladıklarını belirtti. Us, “Mart 2020’den bu yana koronavirüs pandemisiyle birlikte kadına yönelik şiddet raporlamaların Türkiye’de olduğu gibi tüm dünyada arttığını fark ettik. Esnek çalışma, evden çalışma, eve kapanmayla birlikte kadınların evde vakit geçirmesinin artmasıyla şiddet olaylarında da artış söz konusu. Hatta, Fransa’da kitlesel eylemler yapıldı” diye konuştu.
Mirabel kardeşlerin öldürüldüğü tarih
Çankaya Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Araştırmaları Topluluğu Başkanı Çağla Tekin, 25 Kasım Kadına Şiddetle Mücadele Günü’nün ortaya çıkış hikâyesini anlattı. Tekin, Dominik Cumhuriyeti’ni yöneten Rafael Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele veren, Patria, Minerva ve María Teresa isimli Mirabel kardeşlerin 25 Kasım 1960 yılında öldürüldüğünü belirterek, Birleşmiş Milletlerin 1992 yılında, kardeşlerin öldürüldüğü 25 Kasım tarihini “25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’ ilan ettiğini açıkladı.
“Kadına şiddetin en acı ve geri dönülemez olanı kadın cinayetidir”
Ankara Barosu Gelincik Merkezi Başkan Yardımcısı Aylin Yılmaz Çatal, konuşmasında şiddetin tanımı ve şiddetin türleri (fiziksel, psikolojik, cinsel, ekonomik) hakkında detaylı bilgi verdi. “Kadına şiddetin en acı ve geri dönülemez olanı kadın cinayetleridir” diyen Çatal, her yıl kadın cinayetlerinin arttığını açıkladı. 2019 yılı kadın cinayetleri ile ilgili bilgi veren Çatal, şunları söyledi: “Kadınlar eski eşi, birlikte olduğu erkek, akrabası, eskiden evli olduğu kişiler, tanıdığı kişiler tarafından öldürüldü. Cinayet mekânları incelendiğinde ise en çok kadınların kendi evinde, sokakta, arabada, işyerinde, otelde, parkta öldürüldüğünü görüyoruz. Bu bilgiler bize kadınların kendilerini en çok güvende hissetmeleri gerektiği yer olan evde öldürüldükleri gerçeğini gözler önüne seriyor.” İstanbul Sözleşmesi ve 2012 yılında yürürlüğe giren Ailenin Korunması Kanunu hakkına bilgi veren Aylin Yılmaz Çatal, Ankara Barosu Gelincik Merkezinin, tüm kadın cinayetleri davalarını takip etmeye çalıştıklarını vurguladı.
Namus Kavramı ve Psikolojik Yansımaları
Atılım Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden Dr. Öğr. Üyesi Gülçin Akbaş Uslu ise etkinlikte, ‘Namus Kavramı ve Psikolojik Yansımaları’ konulu sunum yaptı. Uslu, kadına şiddetle ilgili olarak alanda çalışmadığını ancak namusla ilgili psikolojik değişkenleri araştırdığını, namus algısına yönelik tutumları incelediğini belirtti. Namus kelimesinin Türkiye’de nasıl algılandığı ve konuyla ilgili sosyal psikolojik değişkenlerle ilgili bilgi veren Uslu, toplumda kadın ve erkeğe atfedilen namus kavramına değindi.
“Erkekle eşit olmadığı mesajı veriliyor”
Uslu, “Kadının erkekten daha zayıf ve güçsüz olduğu, erkeklerin kadınların koruyucusu olarak görüldüğü bir toplum söz konusu. Kadının elinde çanta varsa erkek almalı. Kadın ve çocuğun riskli durumda kurtarılması gerekiyor. Korumacı cinsiyetçilik. Kadınlarda özellikle çok yüksek” diyerek bu tür davranışların kadına erkekle eşit olmadığı mesajını verdiği dile getirdi.